T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / SULTANGAZİ - Fevzi Kutlu Kalkancı İlkokulu

Çocuğun Ödevi Olmayınca...?

  

 

                       

Öğrenci velilerimizden zaman zaman şu ifadeleri duymaktayız. Hocam, öğretmenimiz bizim çocuklara ödev vermiyor. Bu sebeple çocuklara ders yaptıramıyoruz.

 

Bu ilköğretim çağında bulunan çocukların en fazla sığındığı noktalardan bir tanesidir. Öğrenciler eski usulde olduğu gibi yükleme ödevler aramakta, olmayınca da işi boş vermişliğe vurmaktadır.

 

Şunu belirtmekte yarar var. Hiçbir öğrenci zevkle ders çalışmaz. Kendimizden pay biçelim. Nasıl ki bizlere çalışmak zor geliyordu, ödevlerimizi sıkılarak yapıyorduk, çocuklarımız da aynen öyledir. Bizler, yavrularımıza ödev yapma bilincini titiz bir çalışmayla öğretmeliyiz.

Ayrıntısına girmeden anlatalım ki mesajımız daha net anlaşılsın.

Bir öğrenciye okuldan hiç ödev verilmese dahi, görev olarak şunlar bilinmelidir.

 

a)Konu tekrarı: Yeni işlenmiş bir konu mutlaka öğrenci tarafından tekrar edilerek, pekiştirilmelidir. O konuyla ilgili en az iki üç tane test çözmelidir. Anlayamadığı bir konu varsa not alıp öğretmenine sormalıdır.

 

b)Yarınki derslere çalışmak: Öğrenci yarınki ders programına göre işlenecek konulara şöyle bir göz atarsa, sınıf içerisinde derse katılımı artar, konulara olan ilgisi yükselir.

 

c)Standart kitap okumak ve günlük yazmak: Öğrenci her gün ortalama en az yarım saat kitap okumalıdır. Bunu yatma vaktine denk getirebilir. Bir ajanda tedarik ederek başından geçenleri yazıya da dökerse harika bir iş yapmış demektir. Öğrenci velisi de bunun kontrolünü yapmalıdır.

 

Evet yukarda bahsedilen bu üç madde öğrencilerimizin daimi ödevidir. Bunları öğrencilik hayatı boyunca yapmaya gayret gösteren çocuklarımıza başarıyı garanti ediyorum.

Bunların dışında gazete dergi okumak, sosyal faaliyetlerde rol almak, spor aktivitelerine ilgi duymak, vakitli yatıp erken kalkmak ve kahvaltı yapmayı alışkanlık haline getirmek ideal öğrencinin sergileyeceği güzel davranışlardır.

Öğrenci için ilköğretimde 1-5 arası sınıflar ve sınıf öğretmenleri çok önem arzetmektedir.

Bu dönemde öğrenci çalışmaya aşina olursa, veli tarafından hassas bir yaklaşımla eğitilmeye, okul ve öğretmeni sevdirilmeye çalışılırsa öğrenci yarının aklı başında, vatana millete faydalı bireyi olarak yetişir.

Bu arada anne-babalar çocuklarına iyi örnek olmalıdır. Okul ve öğretmen aleyhinde konuşmamalıdır. Bir sıkıntı varsa okul ziyaret edilmeli soruna çözüm aranmalıdır.

Öğrencinin yaptığı testler kontrol edilmeli ki anlayamadığı, yanlış yaptığı konular bu şekilde geçmesin. O minik yavru doğruyu yanlışı bilmez, ebeveyn ona destek olmalıdır. Gerekirse küçük ödüllendirmeler yapılabilir.

Ergenlik dönemi öğrencilerine çok hassas yaklaşılmalıdır. İhtiyaç halinde okuldaki rehber öğretmenleriyle diyaloğa geçilebilir. Çocuğun da bir insan olduğunu unutmayalım. Onun duygularını yok sayarak, görmezden gelmek, baskıcı bir tutum sergileyerek çocuğu ezmek daima ters teper.

Sonuçta öğrenci başarısız olursa bu dünyanın sonu demek değildir. Onun mutlaka bir alana yatkınlığı vardır. İlgi duyduğu mesleğe yönlendirme yapılırsa öğrenci hayatta başarılı olur.

 

Bir öğrencinin dersleri iyi olmasa bile vatana, millete faydalı ahlaklı bir kişi olarak yetişmesi ana hedeftir. Saygı duymasını bilen ve saygı duyan, normal davranış sergileyen, helali haramı düşünen bir toplum ortaya çıkarmak için bu çocuklarla yakinen ilgilenilmelidir. Bu vazife ise en başta anne ve babaya düşmektedir.

 

İlgilenilmeyen çocuklar, başkalarının ağına düşünce eyvah demenin bir anlamı olmayacaktır. Bu sebeple fırsat elden gitmeden yarınlarımızı güzelleştirmeye, şekillendirmeye gayret gösterelim.

 

Abdulbaki MURAT

Okul Müdürü

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 11.03.2013 - Güncelleme: 13.10.2022 07:54 - Görüntülenme: 12125
  Beğen | 0  kişi beğendi